Ana Sayfa
Hikayeler
Ismail
17:00
Gelir annem birazdan. Emekli olduğundan beri arkadaşlarıyla kahvede vakit geçirmekten başka birşey
yaptığı yok. Zavallı babam, annem emekli olmadan sanki az çekiyordu da birde emekli olunca iyice
sardı babama. Aklım almıyor bu kadar geçinemeyen bir çift nasıl olurda aşk evliliği yapmış olabilir.
İçeceği akşamlar babamın gönlünü hoştutmaya çalışır. Gelir yemeğini yer ablamla az bir muhabbet
eder banada azarı çeker sonra doğruca meyhaneye. Yarında arkadaşlarla sözümüz var plaja gideceğiz.
İzin koparmak için babamı sıkıştırıyorum, annemi kızdırmasın diye. Harıl harıl sofrayı hazırlıyoruz
babamla birlikte. Ablamda her zamanki gibi devirmiş kıçını televizyon bakıyor. Sorsan abla, sorsan
mahallenin delikızı. Anca bana karışır, sözü bir bana geçer, gücü de bir bana yeter. Geçenlerde sinek
kaydı traş olup sokağa çıkmıştımda ‘ sen kızlara kuyruk mu sallıyon ‘ diye neredeyse eve gelene kadar
dövmüştü beni. Annemin olmadığı yerde sanki evin reisi oymuş gibi bir havalar bir havalar görme.
Evlensede kurtulsam. Okulu bitirdiğinden beri aylak aylak gezer. İşi gücü adam-oğlan. Anne parası
yiyip sağda solda bir iki erkeğe asılmaktan ibaret günü. Annem desen sabah kahve akşam ev. Gına
geldi vallahi.
17:30
Babam tabakları hazırlarken bende salatayı bitirdim. Odama geçip üstümü değiştirmem lazım
yemekten önce. Yoksa annem bu ne hal bu ne kılık kıyafet diye paylayacak beni. Üzerime bir beden
bol eşofmanı geçirip saatimi künyemi kolyemi çıkarıp salona geçiyorum. Ablam olayın farkında ters
ters bakıp gülüyor inek. Neymiş efendim, erkek dediğin götünü başını gösteren kıyafetler giyemezmiş.
Yolda yürürken başı önde olurmuş. Karıya kıza kuyruk sallamazmış. Biz de biliyoruz bunları. Zaman
kötü tabi, her gece televizyonlarda görüyor duyuyoruz. Ortalık erkek cinayeti dolu. Sağda solda
erkeklere taciz, dayak, bıktık bu kadın milletinden. Bakkal Hayriye nin tacizkar bakışlarına katlanmak
pahasına bir koşu gidip ekmek alayım annem gelmeden. Kızar şimdi erkek kısmının bu saatde sokakda
ne işi olur diye. Hızlı koşsam oram buram sallanacak, yavaş gitsem korkuyorum biri askıntı olacak.
Gerçi Allah var mahellemizin kızları bize pek dokunmuyor da var yinede üç beş serseri.
17:45
Şu ergenlik dönemini bir atlatsam gerisi kolaymış gibi geliyor. Bu yaşlarda olunca kızların ağzı
sulanıyor, çıtır diye takılıyorlar bazen. Hani hoşuma da gitmiyor değil ufak laf atmaları, ama bazıları
bildiğin şehir görmemiş dağ ineği. Al işte toplanmışlar yine bakkalın karşısındaki kaldırıma. Ağızlarda
sigara, bacaklar yarım metre açık, edepsizce oturuyorlar. Ne gıcık oluyorum birde böyle yola
tükürmelerine. Hani kırk tane sopam olsa birini vermem, gel görki kendilerini dev aynasında
görüyorlar. İçeri girmeden son lafımızıda yedik. ‘ ramazan davulu olsam, bir sana tokmaklatırım’
terbiyesiz deyip, iki ekmek istiyorum Bakkal Hayriyeden. Ne yılışık bakkal, evli barklı olmasına rağmen
gözü halen dışarda. Bir punduna denk getirse oracıkta çökecek erkeğin birine. Eli sürekli apış arasında.
Ayıp nedir bilmiyor. 
17:50
Daha içeri girer girmez ‘lan kimseye takılmadın, çükünü götünü oynatmadın demi’ lafa bak ya. Abla
değil sanki düşman. Doğru mutfağa koştum. Şimdi laf edip dayak yemekde var işin sonunda, hemde
annem geldi gelecek. Yarına izin lazım, annem olur dese ablam demez, ablam olur dese annem
demez. Evin tek kızı olduğundan annem çok şımarttı ablamı. Babama bile bağırıyor bazen. Babam ne
kadar laf etsede hiç bir işin ucundan tutmaz. İnşallah tutturmaz yarın için bende gelecem diye.
Sıkıştırıyor bazen arkadaşlarından birini ayarla diye. Erkek budalası ne olacak. Kapının açılmasıyla
koştum koridora, terliklerini verdim çantasını aldım elinden. Birgünde gelirken sigara kokmasın üstün
başın be kadın. Elini yüznü yıkayıp geçti sofranın başına. Yemekteyken sohbet etmeyi sever. Hatta
bana bile güzel oğlum dediğini duydu bu kulaklar. Her yemeğin sonrasında babama da takılmadan
durmaz, bazen elleriyle bazen sözleriyle utandırır babamı. ‘ mutfakta ki kadar yataktada iyi olsan, ne
tatlı çocuklar yaprız’ ...’ağız tatdıyla yediğimiz kadar, yediğimizde tatlı olsa doyulmaz tadına ‘ anne işte,
güleriz ailecek. ‘adamın önünden sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin’ babam en çok da buna
sinir olur,  ‘çocukların önünde ayıp ayıp’ der, yarı tebessüm eğerdi başını. Ama bu akşam ısrarlarıma
dayanamayan babam annemin huyuna gidiyor. 
18:30
Çayı da demledim, meyveleri de soyup tabakladım. Evin hamarat erkeği olarak bütün şirinliğimi
yapıyorum anneme. Elinde televizyon kumandası yayılmış koltuğuna homurdanıyor kendince.
Babamda bulaşıkları bitirince geldi yanımıza. Ortalık sessizlikle neşe arasında, gerginlikle sevecenlik
sınırında. Ablam kalktı ilk önce, dışarı çıkacakmış. Tabi kız olunca daha serbestsin. Gece takılan yok,
tacize uğrayacam korkusu yok. Annem hiç sesini çıkarmadı ‘ geç kalma fazla ‘ dedi sadece abalama.
Annemde çıkacak birazdan. Hadi baba da şu yarınki izin işin halledelim diyorum yandan yandan.
Annem bazı geceler arkadaşlarıyla içmeye gider. Geç gelir genelde, sonra çaktırmadan önce benim
odama bakar. Güya telefonlaştığım yada mesajlaştığım bir kızı yakalayacak. Yakalaması sorun değilde
yokki. Cidden yok. Ablamın korkusundan hiç bir kız gelipde çıkma teklif edemiyorki. Çarşıya pazara,
babamla beraber gidiyorum. Dışarıda bir işim olsa, arkadaşlarla dolaşacak olsak ya izinli çıkıyorum ya
da ablamla gidiyorum. Ondokuz yaşındayız ya çocukta değiliz hani. O kötü erkekler gibi değilim.
Annemin kızacağı hiç birşeyi yapmam, kimileri saygı der, bazıları korku. Çayları tazeledim.
18:50
Yarının sıcak bir hafta sonu olacağından bahsetti babam anneme. ‘çocuk heveslenmiş hanım, kırk yılın
başı arkadaşlarıyla denize gidecekler eğer iznin olursa ‘ . Ah baba ya, yüreğim ağzıma geliyor öylemi
izin istenir. Kiminle ne zaman nereye gideceğimden tutda, gittiğim yerde ne giyeceğime kadar ince ve
teferruat dolu bir konuşmada yaptık. Ben annemin dizinin dibinde yalvaran gözlerle bakıyorum.
Babamda az destek verince ablamın kuyruk olma sıkıntısınıda aştık böylece. Nasihatlerini de dinledik.
Edebimizle gidip namusumuzla dönecektik. Bu gece de annemin meyhane gecesi olmasa izinde
vermez ama nede olsa akşam akollü gelecekya babamın dırdırına maruz kalmak istemedi. Bazı
şeyleride eksik anlattık canım. Benim hiç şortum olmadı. Sabahın köründe kalkıp önce şort alacam
sonra berbere gider tıraş olurum. Amacım kendimi kızlara beğendirmek değil de azıcıkta şeytan var
içimizde. Zaten halk plajına gideceğiz. Şehrin ne kadar abaza kadını kızı varsa ordadırlar. Ağızları sulana
sulana bakacaklar şimdi baldırımıza döşümüze. Ne anlıyorlar anlamıyorum et bu sonuçta. Tuhaf
oluyor içim şimdiden.
19:30
Annemin, gece elbisesini ütüledim. Taktı takışdırdı makyajını da tamamladı. Vallahi akşam babamı
aldatır bu kadın. Tavuk gibi burda gıdaklıyor, başka kümesde yumurtluyor. Benim saf babamda bilse
bile bu konuyu, gururu incinecek diye hiç dillendirmedi. Birkaç kez denemeye kalktı da yüzündeki
morluk bir haftaya anca düzeldiğinden konuyu bilmemezlikten gelmek iyi olurdu. Babamın
yanağından bir makas aldı, kıçınada avuç dolusu bir şaplak geçirdi. ‘ geç gelirim herif, sen yat uyu.
Fazla derin uyuma ama, olurda direk bulursak bayrağı dikeriz’ dedi annem, kapıdan çıkarken güya
benim duymayacağımı sanarak. Bana elden para vermezdi. Babama verir banada ondan istetirdi
annem. Yine öyle yapmıştı. Hatrı sayılır ya da benim hatrını saydığım kadar para bırakmış benim için.
Kalan bulaşıklara da yardım ettim babama. Evide derledik toparladık. Akşamın dağınıklığı kalkar
kalkmaz hazırlıklara başladım.
21:00
Önce banyo. Temizlik şart. Yarın insan içine çıkacağız. Bedensel temizliğimi de aradan çıkardım. Üst
üste de iki defa sakal tıraşı oldum. Ohhh miss. Heycandan tahrik oluyorum kendi kendime. Olmayacak
şey işte oluyor insanız bizde. Sabah ben evden çıkarken daha kimse uyanmamış olur babam dışında.
Çantamı geceden hazırlarsam sabaha da zamandan kazanırım düşüncesi ile başladım, bunu koyayım
bunuda yanıma alayım derken doldu sırt çantam. Sabah kullanacağım parfümü birde deodorantımı
başucuma yerleştirdim. Kalkınca giyeceğim kot pantolonumu kırışmasın diye askıya astım. Üzerime ne
giyeceğim konusunda babamla başladık didişmeye. Beyaz tişötrümü giyersem belim ve içim belli
oluyormuş. İçime atlet giysem iç çamaşırı bazen kaşındırıyor. Kırmızısı var onunda yakası biraz fazla
acık. Babam kızıyor jigolomusun sen, bu nasıl kıyafet. Başka da yokki doğru düzgün. Gömlek giysem,
sen kızlar içinmi giyiniyorsun oluyor. Hemende annemle tehdit ediyor beni. Ufak bir tartışmadan sonra
azıcık da şirinliğimin payıda var tabi. Yakası çıtçıtlı kolları direseklere kadar gelen bej bir tişörtte karar
kılıyoruz. Belimi pantolonumun dışına salmak şartıyla. Kıçım ve önüm belli olmayacakmış, sanki
arkamdan bakan, önümden gören neyin nerde olduğunu bilmeyecekmi. Aman ya abartmasa olmaz
sanki. Jigololuk insanın içinde olur, kıyafetinde değil. Herşey tamam, saçlarımı kurutup yatma zamanı.
23:00
Okuduğum kitabı sayfasını kıvırarak bıraktım yanıma. Arkadaşlarada haber verdim. Onlar bu gecden
gitmişler bile. Bir arkadaşımın evli abağabeyi oraya yakın oturuyormuş. Onlarda kalacak, öğleden
sonra da sahile ineceklerdi. Belkide temiz süt emmiş bır kız denk gelir bellimi olur. Arasıra bende bir
kız arkadşım olsun istiyorum. Daha hiç öpüşmedim. Bırak öpüşmeyi el ele bile değmişliğim yok. Kızlara
güvenemiyorum bir yerden sonra. Yoksa saklı gizli bende diğer erkekler gibi yapardım. İnsanın adını
çıkarıyorlar. Hepsi olmasada çoğu dük peşinde. Hevesini alıp terk ediyorlar. Geçen sene komşumuzun
oğlunu kaçırmışdı kızın biri. Oğlandan hamile kalınca da evlendiler, aileler bebeğin hatrına
barışmışlardı. Ya o ablamın arkadaşının kardeşi. Çocuğu tahrik ve taciz etmişdi mahalleden bir kız.
Çocuğun adı çıkmıştı mahallede. Taşındılarda küllendi konu. Neden bir kızla bir erkek normal arkadaş
olamazki. Hepmi bir cinsiyet hepmi bir artniyet olur bu kızlarda. Ben aşık olmak istiyorum aslında
yeterki güvene bileyim. Duygu karmaşıklığı ve yarının heycanı, uykuya geçmeme engel oluyor.
Bedenim de bunlara destek verince ufak bir çadır oluşturup bırakıyorum kendimi gecenin içine. ---sabah oldu hadi bakalım---
05:00
Çalacak olan alarmdan önce açıldı gözlerim. Kalkar kalkmaz mutfağa gittim biraz yolluk birde
kahvaltılık için. Babam yine benden önce kalkmış, ufak bir sofra donatmıştı. Görünce sevindim vallahi.
Olsunda insanın babası olsun. Gerisi yalan. Tuvalet faslını geçince odamda iç çamaşırımı değiştirdim.
Kıyafetlerimide bir heyecanla giydim. Doğru sofraya. Babam hem yediriyor hem anlatıyordu. Erkek
kısmı sağını solunu açmaz kızlara devetiye çıkarmazmış. İzin verdiğine pişman etmeyecekmişim.
Kimseyi takmayacakmışım peşime. Hepsine tamam tamam deyip geçiştirmeye çalışıyorum. Tahik
olunca belirginleşen yerimi çantayla kapatacakmışım. Ya da oturacakmışım bir yere geçene kadar. Kim
bilir kaçıncı defa dinliyorum bu sözleri. 
05:40
Kapıdan çıkmadan annemin yanına gidip yanağına bir öpücük kondurdum. Yine fazla kaçırmış
geceden, cenaze gibi yatıyor. Evlat yüreği bu yinede öptüm içime çeke çeke. Bir yandan da
korkuyorum uyanacak da basacak fırçayı ‘ bu saatde kime vermeye gidiyon ‘ diye. Lanet kör şeytana,
hızlıca çıkıyorum yanından. Babam da elinde çantam sarılıyor, sürekli onu haberdar etmem konusunda
son uyarısını verdikten sonra sarılıyoruz. Daha merdivenleri iner inmez pantolonumun paçalarını
bileklerim görünecek kadar kıvırıyorum. Bilekliğimi de takınıp kolyemide boyun hizamın az altına
sarkacak kadar ayarlayıp geçiriyorum boynuma. Eldemi durur telefon, hop kotun arka cebine.
Belimide derleyip toparlayıp sokuyorum içine. Yola devam. Yakıcam ortalığı. Biraz yürüdükten sonra
varıyorum durağa. Dolmuşun gelmesinede var bir kaç dakika. Önce merkeze uğramam lazım
alacaklarım var. Hele birde berber işim var. İki vasıta değişeceğiz ulaşım zor ve sıkıntılı.
06:05
Arkadaş karga bokunu yemeden bu millet neden ayaklanır ki. Gerçi hangi saat olursa olsun bu
dolmuşlar hep dolu. Kaldık yine ayakta. Hani erkeklere yer vermek kibarlıktı, hani nerde. Götünü
koltuğa koyan uyuyor numarası yapıyor. Dolmuşçu abla da piçin teki, bir kaç sefer denk gelmişliğim
var. Habire kafasını ardına çevirip gözüne kestirdiği bir erkeğe bakarak arkadan vermeyen varmı,
önden uzatsana gibi tacizane konuşur. Umarım gözüne takılmam. Her durakta kalabalıklaşıyoruz. Sanki
hiç inen yok. Neredeyse üst üste gideceğiz. Arkama gelen bir kız sırtıma hafif vurarak mı desem
omuzumu okşayarak mı desem uzattı parayı. Dolmuşçu ablaya vermeye çalışırken ‘ ver elime ver ‘
sözü yanaklarımı hafifçe kızartmaya yetmişti. Bir dur yerinde be ablam ya, dolmuş her sallandıkça
göğüslerini sırtıma sürtmekten geri kalmıyor. Eline ne geçecek bilmiyorum ama tahrik oluyorum
neticede. Biz erkekler kızlar gibi değilizki. Tahrik olunca kabaran yerimiz var. Milletin içinde
belirginleşince rezil olunuyor. Birkaç ay oluyor, bir kızın aşırı tahrikine dayanamayan mahalleden bir
arkadaşım meni boşaltımı yapmış, önü komple ıslanmıştı. Ceketini beline bağlayarak ıslak gözlerle
koşarak gitmişdi evine. Büyük rezillik cidden. 
06:15 
Orantısız bir şekilde dola boşala yolumuza devam ediyoruz. Tabi bu arada boş kalan yerlerden birine
sığıntıladım kendimi. Yanına oturmadan önce gözlerime baka baka ‘genç boşlukları doldur sana ‘ deyip
oturmamı işaret etmişti bir bayan. Lan hayvan karı az zorlasak benim yaşında oğlun olucak. Ya sabır
çekip, yola odaklanıyorum umursamasızca. Dolmuşçu abla yine piçliğin peşinde orta yaşlı bir adamı
kestirmiş gözüne. Eli vitesde bir aşşağı bir yukarı haraket ettiriyor. Adam edepli valla hiç sesini
çıkarmıyor. Zaten başımıza ne geliyorsa aşırı edepsel sessizlikten geliyor. Hani ben utanacağıma o
utansın mantığını bir kavraya bilirsek kadınların köküne kibrit suyu dökeriz vesselam.
06:25
Arkadaşım sen önce toplu taşımada nasıl oturulacağını öğren. Kart zampara yaydı bacaklarını illa
teninin soğukluğunu tenimde ısıtacak. Belli bir seviyeden sonra artık değdirmiyor resmen bacağını
bacağıma yasladı yola devam ediyoruz. Hayır hiç bir erkek bu hareketten hoşlanmaz eğer hoşumuza
gittiğini düşünüyorsanız büyük yanılgı. İkili koltuğun ucunda ben kalanında o oturuyor neredeyse
üstüme çıkacak. Kimse de olaya müdahale etmiyor. Taciz ve tahrik mekan ve saatden bağımız bir libido
olayı bunu bursda yaşayarak öğreniyorum. Hafiften elini de dizime değdirmeye çalışması gayet inat ve
ısrarcı bir tutum. Açıcan çıkaracan al ne halin varsa gör milletin içinde ama olayın başını bilen yok,
sonuca bakarsan olayı tetikleyen ben olurum. Utanmadan soruyor ‘ yolculuk nereye ‘ lan muhabbete
bile nereden başlayacağını bilmiyorsun. Eline alsan kırarsın, bu bozuk dersin.  Duymamazlıktan
gelmeme rağmen illa bir cevap alma tutkusuyla yine ve yeniden yaptığı atak sonucu benden daha yaşlı
bir amcaya yer vererek kurtuldum kuşatmadan. Hadi bakalım amcayada sulan görelim kadınlığını.
‘müsait bir yerde indirir misin.’ Sorusunun nasıl bir cinsellik içerdiğini piç dolmuşcunun ‘kalktığı zaman
haber verseydin, müsait olunca indirirdik yavrum ‘ demesi ile anlıyorum. Soru da gayet normal, cevap
da ama gel gör ki türkçemiz dedemin don lastiği gibi nereye ne kadar çekersen, o kadar yani. Bazen
konuştuğumuzla duyduğumuz aynı olmaya biliyor.

11/03/2024
Erkeğin 24 saati
1  2  3  4
Şiirler